Nazım Peker
Nazım Peker

Ortak Akıl ve Devlet Yönetmek

Ortak akıl bir erdemdir, kurtuluştur, az hata, az nefrettir.
 
Türkiye’nin en büyük ihtiyacı: ortak akıldan uzak oluşudur. Ortak akıl, birden çok aksaçlı ve ehil insanların öneri ve görüşlerinin imbikten süzülürcesine süzülen görüşlerin bileşkesidir.
 
Ortak akılda az hata hatta hatta sıfır hata olur.
 
İlk Türklerde de, İslamiyet sonrası Türklerde de hep ortak akıl ön plandaydı. İlk Türklerde, devlet meseleleri; bilge ve aksaçlılardan oluşan bir kurulda görüşülür ve çıkan ortak fikre göre uygulamaya yapılırdı. İslam sonrası da aynı gelenek adı değiştirilerek: “Meşveret” ya da “DİVAN” denilen kurumda görüşülür ve ondan sonra uygulama safhasına geçilirdi. Asla tek adam ve tek adam görüş ve fikri yoktu.
 
Bizde son günlerde tek adam furyası başladı. Sanırım bunun da sebebi; seçim sistemimizdeki hata ve yanlışlardan kaynaklanıyor olsa gerek. Çünkü parlamentoya dişli, donanımlı ve vicdan muhasebesi olmayan insanların seçilmiş olmasıdır. Sakın ola kimseler itiraz etmesin! Çıkan hangi yasaya sayın vekiller okuyarak ya da anlayarak “EVET” ya da “HAYIR” oyu vermekteler?
 
Şimdi gelelim ortak akıla:
 
Eğer ortak akıl çalıştırılsaydı: Diyarbakır meydanında: “Kürt sorunu vardır ve bu benim devletimin sorunudur” denir miydi?
 
Eğer ortak akıl olsaydı: “Çözüm Süreci” başlatılır ve Habur rezaletine göz yumulur muydu?
 
Eğer ortak akıl işletilseydi: “ÇÖZÜM SÜRECİNİ “yine birden sonlandırılır mıydı?
 
Eğer ortak akıl devrede olsaydı: Yıllardır sürdürülen “Yurtta barış, dünyada barış” dış politikası birden sonlandırılıp komşu ülkelerin iç işlerine karışılıp; IŞİD gibi terör örgütleri meydana çıkar mıydı?
 
Eğer ortak akıl kullanılsaydı: ülke insanı, benden olanlar ve olmayanlar diye kamplara ayrıştırılır, “Bunlar Sivas’ın ötesine gidemezler” denilir miydi?
 
Eğer ortak akılla hareket etseydik: temiz ve şanlı bir geçmişi olan Cumhuriyeti kurmuş Peygamber Ocağı TSK, bir cemaatin kuyruğuna takılarak uydurma ve düzmece KUMPASLALRA çökertilmeye ve yıpratılmaya çalışılır mıydı?
 
Eğer ortak akla danışsaydık: “Doksan yıllık cumhuriyet reklam arası bitti, doksan yıllık enkazı kaldırdık” basitliğine başvurur muyduk?
 
Almanya’da seçimler yapıldı. Merkel beş vekil kaybetti. Küçük ortaklı bir hükümet kurmayla işi bitirmesi gerekirken; geniş katılımlı ve önemli bakanlıkları da sosyalistlere vererek bir koalisyon hükümeti kurdu:
 
Kim kazandı? Kazanan kim oldu? Elbette Almanya ve Alman milleti!
 
Neden Türkiye’de de kazanan biz olmayalım? Neden kazanan hep siyasiler olsun. Ortak akıl neden devreye girmesin de “TEK ADAMLIK” baş tacı edilsin?
 
Şimdi ortak akılın olmadığı bir “başkanlık” sistemini düşünebiliyor musunuz?
 
Neden Atatürk’ün: “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir!” diyerek bizlere “Kendi kendinizi yönetin. Başkalarının emir kulu olmayın” dediği bir Cumhuriyet idaresini: “Biz aptalız. Biz kendimizi yönetmekten aciz ve zavallıyız” dercesine birilerine devretmeye kalkıyoruz?
 
Esen kalınız.

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!