Yusuf Dülger
Yusuf Dülger

Tedavi

featured

Türkiye’de, hastalıklarımızı iyileştirme görevini üstlenenlerin çoğu hastadır. Bu yüzden, onlardan tedavi beklemek ahmaklıktır. Önce bunu görelim ve tedavi etme görevinin bizzat bize düştüğünü kabul edelim.

Bir hastalığı iyileştirme, aksayan bir şeyi düzeltme işine tedavi denir. Hastalıkları iyileştirme görevi doktorların, aksaklıkları düzeltme görevi akıl ve vicdan sahibi herkesindir.

Türkiye’de siyasetten ticarete, eğitimden TSK’ne, aileden toplum düzenine kadar tüm kurumlarımızın çalışma ve yapısında tedavisi gecikmiş çeşitli ve öldürücü hastalıklar türedi. Deyim yerinde ise “ateş bacayı sardı.” Bu ateş söndürülmezse evlerimizle beraber yanarak can vereceğiz.

Türkiye’de, hastalıklarımızı iyileştirme görevini üstlenenlerin çoğu hastadır. Bu yüzden, onlardan tedavi beklemek ahmaklıktır. Önce bunu görelim ve tedavi etme görevinin bizzat bize düştüğünü kabul edelim.

Bir iki örnek üzerinden yürüyelim.

Millî eğitime bakın. Yılların birikimi olan kanun ve yönetmelikler çöp kutularına atıldı. Ciddiyetsiz, kişiliksiz, ilkesiz, millî kimlik, Cumhuriyet, Atatürk ve akıl düşmanı bir sürü öğretmen ve yönetici bizi medreseye sürüklüyor.

Şu Milli Eğitim Bakanı’na bakın. Millî eğitimimize değil, tarikat cemaatlere hizmet ediyor, Cumhuriyet karşıtlarını güçlendiriyor.

Şu TSK’ne bakın. İçinden, Atatürk’ün ilke ve resimlerine karşı pasif direnişe geçen subaylar ve öğrenciler türemeye başladı. Gelinen noktada bugün, korkak ve rütbe hastası kişiler bir süre sonra TSK’ni Yeniçeri Ocağı’na dönüştürürlerse şaşmayın. 6-7 yıl önce, “Esselamü aleyküm Hulusi” diye bir yazı yazmıştım. Bulabilir okursanız, TSK’nin 8-10 yıl önce hastalanmaya başladığını görürsünüz.

Şu parti başkanlarına ve yakın çevrelerine bakın. Tamamına yakınının derdi Türkiye Cumhuriyeti değil! Şuna buna göz kırparak, bir yerlerden icazet alarak iktidar olmak istiyorlar. Bunların kimisi “milliyet” diyerek, kimi “din” diyerek, kimisi “Atatürk” diyerek, tükürdüklerini yalayarak politika yapıyorlar.

Örnekleri çoğaltabiliriz. Ama bunlar yeter.

Pek ala biz bu hastalıklardan nasıl kurtulacağız?

Bu hasta adamların önüne yatarak, verdikleri reçeteyi kullanarak, elemanların elemanı olarak değil; kaderimize el koyarak kullanacağız.

Çoğumuz sanıyor ki, “Bunlar büyük adam. Bunlar bilir ben bilmem. Bunlar yönetir ben yönetemem. Benim aklım ermez…”

Asla böyle düşünmeyelim. Türkiye’yi hasta edenler bir gün mezara gömerler.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!