Mehmet Edip Ören
Mehmet Edip Ören

Trafik canavarı moto-kuryeler

Trafik canavarı moto-kuryeler

Geldik Şubat’ın 13’üne. Bugün önemli değil, yarın ne yapacağım, korkusu şimdiden sarmaya başladı… Her neyse Atalarımız ne demiş, “Yarın ola hayrola” Yarını düşünüp, bugünü ihmal de olmaz. Gelin, işimize bakalım… Hepinize merhabalar. Nasılsınız, iyi misiniz? Sakın “Türkiye gibiyim” deyip üzmeyin beni… Kokteylin birinde, adam hanımın birine biraz da yılışarak kompliman yapıyor…  “Hanımefendi çok güzelsiniz, asilsiniz, vs. vs.”  Kadın, başından savmak altyapılı “Kusura bakmayın, ben size aynı şeyleri söyleyemeyeceğim” der. Adamda cevap hazırdır. “Olsun, benim gibi yalan söyleyebilirsiniz” diye cevap verir… Sizler de ne olur yalan da olsa iyi bir şeyler söyleyin çok ihtiyacımız var…

Eskiden, nostaljiden bahsetmemi isteyenlerin atakları başladı. En kısa zamanda… Şöyle bakıyorum da dünya ne kadar değişmiş. Esnaf bile… Eskiden var olanların çoğu yok oldu gitti… Hiç, yorgancıya, şerbetçiye, örücüye rastlayanınız var mı? Çıkın caddeye, Cep telefoncu, bilgisayarcı, pizzacı, hamburgerci. Hiçbiri gençliğimde yoktu… Şimdi varlar ama, sıkıntılarıyla birlikte varlar… Bu kısım da moto-kuryelerden bahsetmek istiyorum… Her dükkânın önünde 8-10 tane bekliyor. Sadece beklese problem yok ama yola çıktılar mı felâket başlıyorUzun zamandır, kaldırımda yürümek problem oldu. Geçen gün, Turan Güneş Caddesinde yürürken elime bir şey çarptı… Çarpan şey, kaldırımda zikzaklar çizerek tehlikeli bir şekilde sürüş yapan moto- kuryenin aynasıydı. Arkasından koştum ama nafile yakalayamadım. Bunlar için ışıklar hiçbir sey ifade etmiyor. Orta refüj, kaldırım ters yol hiçbiri dikkate alınacaklar arasında değil. Sanki kurallara uymamak için yemin etmiş gibi durumları var… Ara sıra haberlerde görürsünüz. Biri yere düşmüş, kendi bir tarafta motoru bir tarafta. Üzülürsünüz. Konuştuğu zaman, bize yol vermiyorlar, sıkıştırıyorlar gibi sızlanmaları çok duymuşsunuzdur… İnanınki hepsi kendi kabahatleri ve suçlular…

Türkiye’de er geç herkesin sırasının geleceği bir olay vardı, şimdi iki oldu… Birincisi, doktorların dediğine göre hepimiz zamanla Corona Virüsle mutlaka tanışacağız. Bütün çaba aynı zamana denk getirip, sağlık sistemini göçertmemek… İkincisi ise, mutlaka biz de birgün “Terörist” olacağız… Patatesçi sırasını savdı, soğancı savdı, patlıcancı savdı, portakalcı savdı, Boğaziçili öğrenciler savdı, Bay Kemal savdı, savdı da savdı… Kimse ümitsizliğe kapılmasın. RTE hariç hepimiz bu şerefe nail olacağız… Kimse araya kaynak yapmasın ve sırasını beklesin… Her iki iş içinde, Alo-Sıra Hattı var… “Ne zaman” yazıp, boşluk- “TC Kimlik no” boşluk – “Nüfus kağıt no”sunun son dört rakamını “2033”e gönderin cevabı alın…

Diyanet İşler’ i Başkanımız da epey komik bir adam(!) MaşAllah, pot kırmada sınır tanımıyor… Öncekileri saysak, hacmimiz yetmez. En iyisi sonuncudan bahsedelim… Bu ara da çok değerli Kardeşim Halit Bey’in de hatırını kırmamış oluruz… Evvela bir fıkra… Çok küfür eden birisi, zaptiyelerce derdest edilip, kadının karşısına çıkarılır. “50 sopa mı 100 sopa mı” diye, kantarı- adalet karar vermek üzereyken, paldır küldür huzura, devrin en zengin ve nüfuzlu adamının oğlu girer… “Kadı Efendi, Babam dün akşam rahmetli oldu. Analığımı nikahım altına alabilir miyim?” der… Kadı şaşırır ne diyeceğini bilemez, en azından, suçluyu savıp yalnız konuşmak için, “Bu işe analığının da onayı gerekir” der. Oğlan, “O itiraz etmez, zaten epeydir ilişkimiz var” der ki, küfürbaz Adam alır sazı eline, dertli dertli vurur teline. Ne Ana kalır ne avrat ne gelmiş ne gelmiş hepsi itinayla elden geçer ki huzurda olduğunu hatırlar, biraz da mahcup şekilde “Kadı Efendi. Ben, işte böylelerine sövüyorum” der ve “Tamam evladım, serbestsin” cevabına muhatap olur… Gazetede dizgiyi yapan Kardeşlerime sesleniyorum. Lütfen dikkat edin.  Cezaya çarptırılacağımız bir küfür olayı, vuku bulursa müdahale edip düzeltin… Bu yaştan sonra, savcıyla, hakimle uğraşmayalım… Ey Diyanet İşleri Başkanı…  Muhterem valideniz ve eğer varsa kerimelerinizin, evlilik öncesi yaptıkları, kendi tecrübe hanelerinde sınırlı ve saklı kalsın. Bizlerin yakasından düşerek, serbest bırakınız… Hepimiz milli-dini karakterimize uygun davranırız, ama asla tavsiye ettiğiniz durumlara teşebbüs etmeyiz… Bunun adına Tıpta “Teşhircilik” diyorlar. Bu konuda, siz ve etrafınızdakiler serbestsiniz ama bizi yönlendirmeye kalkmayınMazAllah, “Ben evlenme niyetindeyim” diyerek tavsiyelerinizi yerine getirdikten sonra, “Vazgeçtim” diyenlere ve de mağdurlarına ne diyeceğiz? Onlara ne gözle bakacağız?  Bütün Ümmet- i Muhammet’ te de meraktan kaynaklı aynı istekler zuhur ederse nasıl mâni olacağız? Eğer kızınız veya Kız torununuz varsa onlara neler tavsiye edeceksiniz?

Geçtiğimiz günlerde yazdığım bir yazıda belirtmiştim. Şimdi ise kesin eminim… Enflasyon rakamları ciddi şekilde kurcalanıyorSepette bulunan artış oranı yüksek materyallerin etkisi azaltılıp, düşük artışlı malların etkisi ise arttırılıyor… Yani kabaca, herhangi bir oğlanın anlayacağı biçimde söyleyeyim… Et, sepette fazla etkili olmayacak…makarna ve ekmek  daha fazla etkili olacakTaşlar yavaş yavaş yerine oturuyor… Mesela İBB halk ekmeğe bir yıldır zam yapmıyor… Al sana bir enflasyon sepeti kurtarıcısı… Gizliye saklıya gerek bile kalmadı. İBB Halk ekmeği kaynak göster kimse itiraz da edemez. Enflasyonu da sadece bu kaleme itiver sıfırı yakalarsın…Ş. k Mağazalarında 1.50 TL’ye makarna satışına başlandı. Kendi markası bile 2.25 iken, bilinmedik bir marka üzerinden farklı bir stantta bu ucuz ürün piyasaya sunulmuş durumda… B.M mağazalarında da her ne hikmetse makarna bilinmedik bir marka adı altında 1,90 civarına düştü… Şimdi anladınız mı, enflasyon sepetinde niye ekmek ve makarnanın etkisinin arttırıldığını?

Aşı yalanları bütün hızıyla devam ediyor. Günde 1-2 milyon aşılayacaktık, şu ana kadar, bir ay da 2-3 milyon olmuşOnlar da doktorlar. Hastanede birbirlerini aşıladılar. Gözden kaçan bir husus, ikinci doz da uygulandıktan sonra aşılama olmuş sayılır. Biz kaç kişiye ikinci dozu uyguladık? Efendim, uygulayacağız… Yapacağız, edeceğiz. Hep vaat, iş yok… Kraldan fazla kralcı olmak genetiğimize işlemiş. Allahsız, kitapsız laf etmiyoruz ama ayaküstü kırk yalan söylüyoruz… Hangi rakam piyasaya sürülürse bilin ki yalandır. İhtiyaca ve siparişe göre masa başında oluşturulmuştur… Son örnek, bu özelliğimizi adeta tescil etti… Sinovak Aşısını alan Brezilya, başarı oranını %50,4 olarak açıkladı… Biz ise kelalaka %91 bulduk (!!!). Malın sahibi firma, oranı %50,6 olarak ilan etti. Brezilya rakamıyla nerdeyse çakıştı… Behey Allah’ ın Belaları %91’i nasıl buldunuz? Bulmanız için talimatı kim verdi vs vs… Salı Gün’ ü Fox TEV’de Çağla Şikel’in konuğu bir Prof’ tu. Zavallı Kadın, bizdeki vakaların, Avrupa’dakilerden geri olduğunu anlatabilmek için akla karayı seçti… “Moralimizi bozmayalım, durumumuz çok iyi” dedi. Demediği tek bir şey kaldı “Avrupa bizi kıskanıyorPek te sayın olmayan hocam. Sayıların hiçbir zaman gerçeğin yakınından bile geçmediğini bilmiyor musunuz? Ekrem Başkan vazgeçti… Açıklanan vefat sayısı, İstanbul’unkinin altında kalıyordu, unuttunuz mu? Hocamın adını hatırladım… Zehra Neşe Kavak veya Dalkavak’tı herhalde… Bir zamanlar, kapattıkları, Hıfsıssıha Enstitüsü’nün ürettiği kolera aşılarını, zor durumda ki Çin’e göndermiştik. Şimdi, hacı yolu gözler gibi gelecek aşıları bekliyoruz… Nereden, nereye… Yaparsa AKP yapar…

Burada; her ne kadar espri altyapılı da olsa, mümkün olduğu kadar ciddi konuları yazdığımdan bu uzay soytarılığıyla ilgili, gündem saptırma ağına takılmadım. Belki ilave baskıyla, utanarak değinebilirim… Bir Millet bu kadar hafife alınamaz. Her neyse ciddi işleri halledip bakacağız bir ara…

Hepinizi Yüce Yaradan’ıma emanet ediyorum. Hoşça kalınız…

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!