Geçtiğimiz günlerde NATO zirvesi nedeniyle yapılan seri görüşmeler sonunda, görünenler ders niteliğinde. Niyetler, konuşulanlar, ortaya saçılanlar, gizlenenler ayrı ayrı değerlendirmeye tabi tutulduğunda kesişme noktaları dikkat çekici oldu.
Anlaşılan kapalı kapılar ardında sert görüşmeler, konuşmalar olmuş. Ortaya saçılanlar ise; görüntüyü kurtarma kabilinden şeyler. Ne kadar güçlü olursan ne kadar adamların nasırına basarsan sonuca o kadar yaklaşırsın.
Biraz cesaret, biraz mantık, ouluslararası dengeler, bizlerden yana, birliğimizi koruduğumuz sürece kimseden çekinmemize gerek yok. Amerikalılar haydut kafası ile düşünmekte; haydutluk yapmaktadırlar.
Tek kuralları kuralsızlıktır. Yalnızca güçten anlarlar. Ahlaktan bahsetmek olsa, olsa ahmaklık olur. Düşmanca davranışlarına hız vereceklerdir. Başımızın belası konsorsiyum mel’anetlerine ara vermeyecektir. Bizleri içimizden sıkıştıracaklar, dip dalgalarıyla yıkmayı hesaplıyorlar.
Hala en zayıf noktamız ekonomi. Sanayimiz istenen düzeyde değil, Türk dünyası ile beraberliğimiz hala emeklemekten öteye gidemedi. İlişkilerimiz ve iletişimimiz çok zayıf.
İslam dünyası ile olan iletişimimiz batma noktasında. Beraberlikten dem vurmak bile imkânsız. İslam dünyası (özellikle Araplar) tehditten ve güçten anlar. Uzun vadede ise yaygın eğitimin belki yararı olur.
Türk dünyasında ve İslam dünyasında çağımızın horasan erenlerine çok amma çok ihtiyacımız var. Arapların ihanet hastalığı mutlaka tedavi edilmeli. Endonezya gibi ülkelerin sömürge kültürünü derhal terk etmeleri sağlanmalıdır.
Dede korkut (Korkut Ata) destanları yeniden incelenmeli, günümüze uyarlanmalı, aklı selim ile (sağlam akıl) sonuçlar çıkarılmalı, hem içte -hem de dışta önlemler alınmaya başlanmalıdır.
İslami değerlere göre: inançta, amelde, düşüncede birlik tesisinin önemi anlatılmakta, münafıkların birliği bozma noktasına sürekli saldırdıkları görülür. Hz. Muhammet’in mücadelesinin temelini birlik ve beraberliği koruma cephesi oluşturmaktadır.
Halife Ebu Bekir’den sonra sonuç almaya başlayan münafıklar, Halife Ömer’i-Halife Osman’ı-Halife Ali’yi öldürmeyi başardılar. HZ. Hüseyin’i öldürüp daimî fitneyi çıkardılar. Çağımızın Harici hareketine çok dikkat etmek lazım.
İçimizdeki haricileri durdurmak için Maturidi akaidine ihtiyacımız var. Yıllardır bilinçli olarak Maturidilik gizlendi, halkımız cahil bırakıldı. Hatta din adamlarının bile bilgisi yok denecek düzeyde. Yani 1940’lı yıllardan beri sistematik bir şekilde gizlemeye devam ediliyor. Siyasal iktidarlar artık Diyanet işleri başkanlığını zorlamalı, halkımız cehaletten kurtarılmalıdır.
Yüce Çalap’ımızın görkemli selamları, gizli ve açık düşmanlarımızdan çekinmeyen- Halkımızın inançta birliğini sağlayan- halkımızı dinde ve inançta cahillikten kurtaran-siyasette, ekonomide, kültürde, askerlikte velhasıl her alanda birlik ve beraberliği sağlayan, acuna (Dünyaya) düzen vermeye çalışan bilgelerimize evlatlarımıza, yiğitlerimize olsun vesselam.
