Güzel günlerin yaklaştığı , bereketin fışkırması için hiç bir engelinin kalmadığı günler kapımızda. Senelerdir unutturulmak istense de Türk Dünya’ sının en büyük Bayram’ ı Nevruz arefesindeyiz… Hepinize Merhabalar…
Bundan onlarca yıl önce , ismini hatırlayamadığım , Azerbaycan Ankara Büyükelçisiyle röp. yapıyordum… Bir sorum üzerine , ” Bizim seviyemize gelmeniz için , esas sizin evela Nevruz’ u On gün tatil yapmanız gerekir ” demişti ve cevap verememiştim… Kırgızistan ve Kazakistan Nevruzlarını da , bizzat yaşamış birisi olarak , ATATÜRK’ ten sonra ki yöneticilere çok kızıyorum… Öz be öz Türk Bayram’ ı olan Nevruz’ u bizlere unutturdular. Hiç bir şey boşlukta kalmaz. Burdan istifade ile PKK ve sempazitanları yıllarca bu günü sahiplendi , isyan vesilesi ve aracı haline getirdiler…
O kadar çok konu var ki , hangi birine bulaşacağıma ben de şaşırdım. Hepimizin gözü , cebi , kursağı vs. si aydın. Torunlarımızı bile borçlandıran yeni bir kese cıhazı daha devreye girdi… Asla mümkün olmayan 45.000 geçiş garantili bir para süpürgesi daha , hortumunu , midemize kadar uzattı… Bu vesileyle , kim bilir kaç para dolu kamyonet daha , İstanbul sokakların da gidecek yer arayacak… Sıfırlanması mümkün olmayan , kim bilir ne kadar meblağ birilerinin başına belâ olacak… Hoş geldin aramıza 18 Mart Çanakkale köprüsü…
Hatırlayanlarınız mutlaka vardır. Tarihe not düşmüştüm. Millet İttifaki , dörtlü ve uyumlu bir sistemle , iktidara doğru emin adımlarla yürürken ; bu sistemin devamını isteyen üst akıl panikleyerek, alâlacel iki tane ” Truva Atı ” oluşturdu… İkaz etmiştim ama , hatanın bende olduğunu sonradan anladım ve de derhal sakal bırakmaya başladım… Ne olduğu belli olmayan Bebecan ve Devitoğlu , sanki bir tarafların da boncuk varmış gibi sisteme dahil edildiler… Feveran ettim. Halâ da ediyorum. Daha yolun başı iken geri dönün diyeceğim ama Kripto Kemal’ in de işin için de olduğunu unuttum… Bu Truva’ lar inanın ki hiç bir şey getirmez bilakis götürürler. İşte ilk olay… Daha işin başında olunmasına ve de bu dönem de herkesin daha dikkatli olması beklenirken , Ali Efendi, bünyesine aldığı samanlara gereğini yaptı… Memleketin , birinci derece bekâ sorunu haline gelen , Suriye’ li sahtekârları , tıpkı eski (!!!) Aga’ sı gibi geri gönderemeyeceklerini söyledi… Böylece , çok değerli dostum ve ağabeyim Muzaffer Özdağ’ ın Oğlunun bütün ikaz ve çabaları sıfırlanmış oldu… Ben , Yurdum’dan başka bir yere kaçmak zorunda kalsam , inanın zürriyetten kesilirim. Bunların , MaşAllah hepsi , beş altı enik sahibi… İlmi hesaplamalar ışığın da , Anadolu’ da ki Türk varlığı , 30-40 sene içinde yok olmaya yüz tutacak… Bir ara Apo İt’ inin dediği gibi ” Ya silahlara ya da karılarınıza sarılın ” da olduğu gibi bunlar bütün güçleriyle ikinci yolu seçmiş durumdalar. Acaba Memleketimiz’ in havası ve suyu bu çapulcular da afrodizyak etkisi mi yapıyor…Bilâ istisna genel durum böyle olunca da , planlı ve bilinçli sistemler içindeyiz diye noktayı koyabiliriz… Çanakkale Zafer’ inin gölgesinde olduğunuz bu dönemler de , Yurt’ umuz , tek bir kurşun bile atılmadan elden çıkmak üzere… Bu Memleket sadece Ümit Özdağ’ a ait değil , hepimizin… Fert fert , en az onun kadar sesimizi yükseltmeliyiz. Sahip , bu savaş ve ekonomik kriz safhasında , ağzında ki baklayı çıkarttı ama araya karıştı gitti. Bu durumda , seçimin epey kritik geçeceği düşünüldüğün de ; vatandaşlığa geçmiş yüzbinlerin ve geçecek milyonların , firesiz kime oy vereceklerini bilmek hiç te zor olmasa gerek…
Gelelim yağ olayına… Böyle utanmaz-arlanmaz bir idareye ,Dünya’ nın tüm zamanların da ve Devletlerin de rastlamak asla mümkün değildir… Düşünün lütfen. Bütün Dünya’ yı besleyecek kapasitede ki bir Ülke’ nin tarımını bitiriyorsunuz, çiftçimizden esirgediğiniz miktarın üç mislini , başka Devlet’ lerin müstahsiline aktarıyorsunuz , itiraz edenlere de ” Paramız var ki alıyoruz ” diyerek alay ediyorsunuz sonra ortada kalınca , yola çıkan gemileri canlı yayınla takip ediyorsunuz… Bütün bunlara karşılık ; bizlerin de başta boğaz geçilirken daha sonra da her limana varışların da ” Yaşa Reyis , bravo hükümet ” nidaları eşliğinde halay çekmemiz gerekiyor… Durumu özetleyeyim… İşin laf olarak en doğru karşılığı , ” El arabasıyla Gerede’ ye gitmek ” tir… Ablanızı yanınıza alsaydınız gündüz vakti havai fişek gösterileri de yapardık , ne güzel olurdu değil mi.
Ben çok merak ediyorum. Bu AKP nin Meclis Grup Başkan vekilleri , sadece yazılı imtihan neticesine göre mi işe alınıyorlar. Bunlara hiç mülâkat uygulanmıyor mu… Hepsi adeta birbirleriyle yarışıyorlar… Karabaşoğlunun ne cevher olduğunu , Avrupa bile öğrendi… Bilhassa orada yaşayan Türk’ ler aralarında konuşuyorlar. Yahu, 150 € ya dolan poşet ne zaman 750 € ya dolmaya başladı , niye haberimiz yok , diye… Cahilt’ i zaten biliyorsunuz… Geçen gün gene ekranlar da arz-ı endam etti. Busefer iki işi birden aradan çıkardı…hem, akaryakıtta vergi sıfır diye yalan haber üretti , hem de bizleri tekrar eşek yerine koydu… Gepetto Usta , bu kardeşimizin varlığından haberdar olsaydı , Pinokyo’ yu üretmek için , bu kadar zahmete girmezdi… Sevgili Ustam. Bunlardan bizde çok var. Sen buraya gel , istediğin kadar verelim, hem de bedava…
Bu arada , Beynitaş diye , müstesna bir değerimiz ” Ben de buradayım ” dedi. Bu konu bence daha ince değerlendirilmeli. Hazret ne diyor. ” Vatandaş pide yemesin çabuk bayatlıyor , somun yesin ” diyor. Sağolsunlar , bir ara partilerinin Denizli MV nin dediği gibi , kuru ekmeği uygun görmüyorlar en azından… Hadi buraya kadar olan kısımlarına alıştıkta , esas araya karışan detay geride… Hazret devam ediyor. Ben hiç pide almıyorum, diyor… Türk-İslâm Kültür’ ünün , Ramazan içinde ki en önemli geleneği ” Pide ” dir… Pide ile alakası olmayanın nelerle de alakasının olamıyacağını sizlerin beyin kapasitesine bırakıyorum…
Eveeet. Gene geldik , o hüzün dolu anlara…her veda , ileride ki kavuşmanın habercisi ve başlangıcıdır. Bu fikrin sağladığı kîsmi tebessümle , hepinizi Allah’ a emanet ediyorum. Hoşçakalınız…
Nevruz arefesinde
