Nazım Peker
Nazım Peker

Referandum

 

Herkesin anlayacağı bir dil ile referandum, her hangi bir konu da halkın görüşünü almak ve halkın hakemliğine başvurmaktır. Böylece o konu ortak payda, ortak aklı tecelli etmiş sayılır.

Bu hakemliğe ve çıkan sonuca göre de eylem yapılır. Referandumda EVET’e de HAYIR’a da hazır olacaksın. Eğer halkın iradesine saygın varsa. İradeye saygın göstermelikse o başka!

Yakın tarihimize bir bakarsak: 12 Eylül darbesinden sonra hazırlanan yeni Anayasa: 7.Kasım.1982’de halkın oyuna sunuldu, referandum yapıldı. Halkımız bu Anayasaya % 91.4 oy oranıyla “EVET” kabul ediyorum dedi.  % 8.6’sı ben de dahil “HAYIR” kabul etmiyorum demiştir.

Bunu halkın hakemliği ve halkın iradesi saymayacak mısınız?

 2010 da yapılan 26 maddelik Anayasa değişikliğini Sayın Abdullah GÜL, 12. 09. 2010’da halkoyuna sundu. Yani referanduma götürdü: “Yetmez ama EVET” baskın kampanyası ile bu asil millet, % 57.88 ile “EVET” kabul ediyorum derken benim de içinde bulunan % 42.12 lik kesim de “HAYIR” demişti.

Bunu halkın iradesi saymayacak mısınız? Oranlar farklı olabilir. Ama demokrasilerde daima % 51, % 49 a galip demektir. Bir oy bile olsa.

Fakat 2010 yılında HAYIR cephesinde olan hiç kimseyi, FETÖCÜ, HDP’ci, PKK’cı, Kandilci, İmralı’cı diye suçlamamıştınız.

Çünkü o yıllarda hem FETULLAH ile hem de APO, HDP aranız iyi idi.

Fetullah’ı “hizmet adamı, çağın bilim adamı” diye methü sena ederken HDP, İmralı ve Kandil ile de çözüm süreci yürütüyordunuz! Oslo’da, Dolmabahçe’de görüşmeler yapıp, Habur da seyyar mahkemeler kurduruyordunuz.

Şimdi ne oldu da, HAYIR cephesinde olanları ağır ithamlarla terörle ilişkilendirip suçlamaktasınız?

İnsan bu lafları ederken şöyle dönüp geriye bir bakar!

Eğer bu 18 maddelik Anaya değişiklik paketinin referandumu; bin yıllık kardeşliğimizi bozacaksa, kardeşi kardeşe hasım yapacaksa, toplumu ayrıştırıp bir kısım insanları ötekileştirecek ise, insanları işinden edip ekmeğiyle oynatacaksa, kurşun ve baskınla sindirmeye çalışılacaksa; batsın ve lanet olsun böyle referanduma!

Hem bu konuda benim fikrimi soracaksın, “Beyler, hanımlar siz bu konuda ne düşünüyor ne diyorsunuz?” diye soracaksınız hem de “HAYIR” diyenleri lanetleyip terörle ilişkilendireceksiniz?

Bu nasıl bir anlayıştır?

Bu nasıl bir demokratlıktır?

Bu nasıl bir referandum anlayışı ve çıkacak sonuca rıza göstermektir?

Bizim maksadımız üzüm yemektir.

Endişemiz ne Sayın Erdoğan nede Sayın Bahçeli’dir.

Varsayalım birileri bu yetkilerle “Partili Cumhurbaşkanı” oldu ve çıkardığı bir KHK ile “bütün özel sektörü devletleştirdim” derse. Bu eyleme karşı kim, hangi yetki ile “DUR” diyebilecek, beni kim nasıl böyle karara karşı koruyabilecektir?

Kaygımız onadır. Endişemiz onun içindir. Sütten ağzı yananın ayranı üfleyerek içmesi neden kabul görmüyor?

Esen kalınız.

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!